Son mesaj - Gönderen: alperugur - Cumartesi, 02 Kasım 2013 14:36
Vefat eden amcam Nazım UĞUR'a allahtan rahmet sevenlerine sabır diliyorum. Başımız saolsun.
Haberler

Haberler->KÖŞE YAZARLARIMIZ...->TELEVİZYON TİRYAKİLERİ VE MEDYA MAYMUNLARI   
TELEVİZYON TİRYAKİLERİ VE MEDYA MAYMUNLARI

   Televizyondaki dizi furyalarına bakıyorsunuz, bütün insanları ekrana kilitliyorlar. Bu dizileri izlerken kendilerinde ne buluyorlar anlamış değilim.  Hangi dizi kendi kültürümüzü yansıtıyor. Bize ne veriyor yada bizden ne alıyor. Hangimiz villalarda yaşıyoruz hangimiz jiplere biniyoruz, hangimiz ağa çocuğuyuz. Hangimizin şirketleri var… Bu dizilerin kaçı toplumumuzun gerçeklerini yansıtıyor bence yüzde birine bile tekabül etmiyor.  Bizi tamamen kültürümüzden yozlaştırmaya, benliğimizden uzaklaştırmaya, ekran başındaki insanları birer kukla yapmaya yönelik medya maymunlarının reyting uğruna toplumuza empoze etmeye çalıştığı ahlaki değerlerimizi yok eden batının özentisinden başka bir şey değil.


    Yapılan dizilere bakıyorsunuz senaryo üstüne senaryolar eklenmiş, entrika üstüne entrikalar. Amaç ne insanları ekrana hapsetmeye çalışmak…Türk Edebiyatımızın değerli yazarlarının romanlarını dizilere uyarlamaya çalışan set ekibi ve  yönetmen; bunlara  kısaca medya maymunları diyoruz. Bunlar romanın içeriğinde olmayan konuları da ekrana taşımaya çalışarak konuyu daha  bir gizemli hale getirmeye çalışıyorlar. Böylece gelecek  bölümünün ne olacağı konusunda  insanlarda  merak duygusu uyandırıyorlar. 
     Sadece dizilerle bitmiyor reyting kavgası. Saçma sapan yemek yarışmalarından, evlenme programlarına kadar tamamen insanları köreltmeye yönelik,  faydalı bilgiden uzak sadece insanları  ekrana kilitleyen  içi boş ağız kalabalığı ile  insanların beyinlerindeki disketi doldurmaya çalışıyorlar.  Ağızlarını açarak seyredilen gerek oyuncu olsun gerek ilgilendiği dalıyla ilgili ünlü bir  insan olsun  genelde karakteri bozuk veya ünlü olmak adına kendini farklı bir role sokmaya çalışan, kendini taşıyamayan, kişiliği oturmamış insanlar ağırlıkta oluyorlar. Bunların örnekleriyle geçmişte  çok karşılaştık. Ünlü olmanın ağırlığını kaldıramayıp, psikolojik rahatsızlık geçiren, çareyi alkol ve uyuşturucuda arayan  hatta ünlü olmayı kabullenemeyip hayatına son veren insanlarda gördük…
    İnsanlar bu programları izleyerek araştırma, bilgi edinme, okuma gereği duymuyor. Bu programlarla kendini yeterince bilgilendiriyor zaten. Dizideki oyuncu isimlerini hafızasına öyle bir yerleştiriyor ki akrabalarından, ailesinden bile daha net tanıyor.  Onların açıklı ve masum hikâyeleri çevresinde olup biten olaylardan daha cazip geliyor insanlara… Bunun doğal sonucu olarak da en çok televizyon izleyen ülkeler arasında 3’üncü sırada yerimizi koruyoruz hatta birinci olmaya da adayız.
     Tabi bunlar içinde iyi programlar yapanlarda var onların hakkını yemeyelim. Açık oturumlar, bilgi yarışmaları, kültür, sanat ve turizm gibi bilgilendirici programlar, şiddet, abartı ve görsellik içermeyen haber programları örnek olarak verilebilir.  Ama bu tür programlar reyting kaygısıyla hazırlanmadığı için diğer programlar gibi ilgi görmüyorlar.  Yayında kalma süreleri diğer programlar gibi uzun ömürlü olmuyor.


   Ülke olarak yaptığımız tek şey batıya özenmeye çalışmak ama  bunu yaparken de değer yargılarımızdan, kültürümüzden, geleneklerimizden sürekli ödün veriyoruz. Birileri nasıl istiyorsa onların istediği gibi olmaya çalışıyoruz.  Aklımızı, düşüncemizi bir türlü kullanmıyoruz. Aklımızı hep boş bilgi ve düşüncelerle meşgul ederek geleceğimizi karartıyoruz…




Gönderen M Yucel ERGİN, Salı, 13 Nisan 2010 09:48, Yorumlar(0)
Yorumlar


MKPNews ©2003-2008 mkportal.it
 
GeopbyteZ by Zeuder


MKPortal C1.2.1 ©2003-2008 mkportal.it
Bu safya 0.05602 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu