Son mesaj - Gönderen: alperugur - Cumartesi, 02 Kasım 2013 14:36
Vefat eden amcam Nazım UĞUR'a allahtan rahmet sevenlerine sabır diliyorum. Başımız saolsun.
Haberler

Haberler->KÖŞE YAZARLARIMIZ...->ÜLKEMİZİN SOSYO – EKONOMİK, KÜLTÜREL VE SİYASİ SORUNLARI   
ÜLKEMİZİN SOSYO – EKONOMİK, KÜLTÜREL VE SİYASİ SORUNLARI

 

   Toplumuzda yıllardır süregelen ve günümüzde de aynı sorunları yaşadığımız bazı noktaları tarafsız bir şekilde ele alarak,  bu eksikliklerin üzerinde durmamız ve çözüm üretmemiz gerektiğinin kanaatindeyim.
             Toplumumuz da dürüst, suç işlememiş, vergisini zamanında ödeyen, her türlü kanun ve  nizamlara uyan, kimsenin hakkını yemeyen,  kimseye zararı olmayan insana toplumda yer yokken; başkasının namusuna göz diken, alkollü araba kullanıp insanları sakat bırakan,
 İnsan öldüren, hırsızlık yapan insanlar ise bir süre hapishane de beslenip, sonra da afla salıveriliyorlar.  Dışarı çıktıklarında ise o kadar eğitimli insan iş bulma ümidiyle çırpınırken suç işleyen insan topluma kazandırılmak adına mutlaka iş imkânına kavuşturuluyor. Ancak bu insanlar yine aynı suçu işlemeye meyilli olduğundan bu bir çare olmuyor,  bu insanları eğitime almadan onlara sadece iş verip topluma salıvermek çözüm yolu olmuyor.
               Bir de sistemdeki yanlışlıklara gelelim: Birileri bölüyor, dağa çıkıyor,  bomba atıyor,  ağlamayana  meme yok diye kırıyor, döküyor yakıyor ve öldürmeye devam ediyor. Birileri de onların maaşını ödüyor,  liderlerini besliyor krallar gibi yaşatılması sağlanıyor ve kardeşlerimizi öldürdüğü için affedilmeye zorlanıyor.
              Bakıyorsun nüfus artışına… Türkiye geneline  baktığımızda her aile en fazla üç çocuğa sahip  iken Güneydoğu ve  Doğu Anadolu’nun bazı kesimlerinde takım kuracak kadar fazla  bir çocuk dünyaya getiriliyor….  Neden diğer bölgelerde bu kadar fazla değil? Çünkü her şeyin sevgiye, ilgiye, bilgiye ve maddi güce dayalı olduğunun bilincinde olduğumuz için… Çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirip, akıllı, manevi değerler üretebilen ve yaşatabilen, kutsal sisteme saygılı bir insan yapmak istediğimiz için... Ama bazıları onlarca çocuk dünyaya getiriyor. Korunamadıkları için değil. Sayısal üstünlük sağlamak için. Sevmiyorlar, ilgilenmiyorlar. O çocuk dağa çıkıyor, o çocuk kapkaç yapıyor, o çocuk tinerci oluyor, o çocuk okumadığı için özgür olamıyor ağasına maraba oluyor ya da bakamadıkları için dedesi yaşındaki birine mal gibi satılıyor.
            Bizler  yıllarımızı verip bütün gücümüzle çalışıp bir ekmek sahibi olmaya çalışırken birileri de  kara para aklayarak, birilerinin sırtından geçinerek, yetimin hakkını yiyerek, kaçakçılık yaparak ya da hortumlayarak krallar gibi yaşayabiliyor….
 Hak edenin ne kadar çabalasa da bir yerlere gelmesine izin verilmiyor… Arkası sağlam,  parti desteği olan basiretsiz, yeteneksiz insanların bir yerlere gelmesine izin veriliyor. Rahatça yönlendirilebilsin diye…
           Yetişmiş insan gücüne çalışma koşulları ve de imkân sağlanmıyor. Yurt dışına sürekli bir beyin göçü yaşanıyor… Dışarıda tanınan imkânlar neden ülkemizde bu insanlara tanınmıyor... Bu beyin göçünün önüne neden geçilmiyor?
            Maddi imkanları el vermediği için okuyamayan yada hayırsever insanlarımızın yardımlarıyla okumaya çalışan gençlerimize, devletten bir öğrenim kredisi bile çıkmıyorken, birilerine maddi durumu iyi olmasına rağmen hem başbakanlık bursu hem de öğrenim kredisi nasıl çıkabiliyor?
        Ülkemizde bazı insanlar ekmek bulmakta zorlanırken, bazıları da kendi kızlarına kilolarca altın takılan 40 gün 40 gece düğünler yapabiliyor?
         Biz daha maaşımızı almadan vergimiz kesiliyor Ama başkaları vergi ödemiyor ve sık sık affediliyor. Bizim maaşımız belli ancak stadyumda sünnet düğünü yapanın geliri nasılsa belli değil…
         Biz israf etmeyelim diye musluğu fazla açmıyoruz… Ama başkaları golf sahaları yapıp çimleri için tonlarca su kullanıyor. Ya da bir yerlerde kaçak kullanarak para ödemiyorlar. Onların faturalarını da biz ödüyoruz…
         Maddi gücü yeterli olmayan her insan yeşil kartla her şekilde muayene olabiliyor. Gerçekten ihtiyacı olana son kuruşuna kadar helal olsun. Ama bu ülkede kaç milyon yeşil kartlı var? Kaçı hak ediyor?
 Bir açılım yapılıyor ama neyin açılımı olduğu bilinmiyor… Kürt açılımı mı demokratik bir açılım mı adı tam olarak konulmadı henüz… Demokratik bir açılımsa demokrasiyle ilgili bazı şeyler de yapılmalı ne bileyim dokunulmazlıklar kaldırılarak bu açılım demokratik bir şekle sokulabilir…
 Bir salgın ortaya çıkıyor. Ama toplum açık bir şekilde bilinçlendirilmiyor. Birileri çıkıyor ben aşı olmam şöyle yan etkileri var birileri de çıkıyor aşı olmamız gerektiğini ısrarla söylüyor… Söyleyenlerde ülkeyi yöneten insanlar… Hangisine inanalım bizde bilmiyoruz.
       Bu liste uzar gider… Yanlışın ne olduğunu bilmemize rağmen çözüm yolları bir türlü üretilmez… Birilerinin zoruna gitse de toplumun gerçekleridir bunlar…


Kurtuluş MERDAN





Gönderen M Yucel ERGİN, Pazartesi, 23 Kasım 2009 08:36, Yorumlar(0)
Yorumlar


MKPNews ©2003-2008 mkportal.it
 
GeopbyteZ by Zeuder


MKPortal C1.2.1 ©2003-2008 mkportal.it
Bu safya 0.06205 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu