Son mesaj - Gönderen: alperugur - Cumartesi, 02 Kasım 2013 14:36
Vefat eden amcam Nazım UĞUR'a allahtan rahmet sevenlerine sabır diliyorum. Başımız saolsun.
Haberler

Haberler->KÖŞE YAZARLARIMIZ...->STK MI RTK MI?   
STK MI RTK MI?

    STK(Sivil Toplum Kuruluşları) yada derneklerin, gelişen dünyada çok daha fazla önem arz ettikleri her ortamda dile getirilir. Gelişimin ölçüsü sayılırlar.Bu fikre katılmamak mümkün değildir.Ancak bu örgütlerin gücü ve etkisi hangi amaca hizmet ettiği ile direkt ilgilidir.

   Sivil oluşumlar ana fonksiyonları itibarı ile, resmi yapının üstlendikleri sorumluluklardaki icraatların eksik,yanlış ve dikkate alınmayanlarına dikkat çekerek, sorumluları bu konulara kanalize ederler.Bu manada gözden kaçan veya göz ardı edilen konular dikkate alınarak, sivil halkın talepleri yada beklentileri karşılanmış olur.Bu rolleri itibarıyla STK lar, devlet-millet kaynaşmasının en itibar edilir platformlarıdır,en azından böyle bilinirler.
Ancak, STK lar bu görevlerini etkili yapmaz iseler, bu bir bakıma yanlış yada eksik giden hususlara karşı kimsenin bir fikri olmadığı veya mevcut durumun her halinin kabullenilişi anlamına gelir.Diğer tarafdan, sessiz, iradesiz, susan sadece dinleyen ve alkışlayan yapılara dönüşürler.
(Bu arada, Gümüşhaneli Türkiye genelinde 250 nin üzerinde dernek var.124 tanesi sadece İstanbul'da..Bkz.idm.org.tr)  

   Gelişmiş ülkelerde kurumlar, özdeğerlemeye büyük önem verirler.Dışarıdan firmalar tutarlar..bizi denetleyin, eksiklerimizi söyleyin düzeltelim kazanalım ve daha başarılı olalım diye.Bünyesinde onbinlerce kuruluş bulunduran devletin en verimli özdeğerleme kuruluşları ise Sivil Toplum Kuruluşları(STK) lardır.

   Bu beklentilerin çift taraflı karşılanması ve doğru bir amaca hizmet etmesi, millet, memleket ve ülke lehine sonuçlar çıkması STK ların donanımları, yönetici profilleri ve ufuklarına bağlıdır.Bu nitelikli profiller STK bünyesinde istihdam edilince, irade beyan eden, basın bildirisi veren,mitingler yapan, kitleleri harekete geçiren haksızlıklarda, hem yerele hem genele mesajlar verebilen hatta uluslararası lobiler oluşturabilecek yapılara kadar etki alanı oluşturmak mümkün olacaktır.Bu rolün yerine getirilmesi, o bölge insanının topyekün gücünün nasıl kullanıldığına işaret edecek, her haksızlığa direnç gösteren, susmayan dinamik bir yapı oluşturacaktır.

   Bence bir bölgenin vekillerinin bulundukları yerdeki güçleri, arkalarında onlara  güç veren, soran-sorgulayan, hükümete   ve yetkili icra makamlarına baskı yaptırabilecek cesaret veren bir tabanı olmasıdır.Eşit şartlarda eşit yapılmayan dağıtımlara bastıra bastıra sonuç alınması daha da kolaylaşmaz mı? Böylelikle, hem vekil daha başarılı oluru hem de temsil ettiği il.
Peki bizde bu yapı ne kadar dinamik?Kaç STK mız var? Kaç tanesi gerek yerel gerekse ülke değerleri için basın bilidirisi verebiliyor, temsilci seçtikleri vekilleriyle birlikte ortak irade beyan edebiliyor, ses getirebiliyor,bu uygulamayı beğenmiyoruz diyebiliyorlar?
    Bürokrasiden direk yada dolaylı irtibatı olan veya siyaset adına gelecek planı olanlarda bu irade silik, yada kayıp olmaya mahkümdür.Bu defa, tabii efendim, nasıl isterseniz? Buyurduğunuz gibi.. şeklinde ses çıkaran yapılar oluşuyor.
   Yani sivil toplumun sesi yerine devletin sesi.Yani Sivil Toplumun sesi değil Resmi Topluluğun Sesi, yani STK yerine RTK…

   Sonuç, yetkin, temsil  kabiliyeti yüksek nitelikli kadrolara STK larda yer verelim, ses getirelim ki, vekillerimiz bürokratlarımız daha güçlü olsunlar.Ayrıca, susmakta ısrar edersek,siyasi parti  Genel Başkanları Gümüşhane'den çıkmadıkça iki vekilden zor bakan görürüz.2300 yılında Gümüşhane yıllığında en son Gümüşhaneli bakan M.Oltan SUNGURLU olmasın istemiyorsak, torunlarımıza miras olarak  gücümüzü,irademizi ve senkronize çıkan sesimizi bırakalım. 
Peki şimdi siz söyleyin, Gümüşhaneli kaç dernek var şimdi?




Gönderen YÜKSEL YALÇIN, Çarşamba, 14 Ekim 2009 13:25, Yorumlar(0)
Yorumlar


MKPNews ©2003-2008 mkportal.it
 
GeopbyteZ by Zeuder


MKPortal C1.2.1 ©2003-2008 mkportal.it
Bu safya 0.0903 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu